Agos
Sayı:649
05/09/2008
http://www.agos.com.tr/index.php
Azınlıkça dergisinin Haziran sayısında şöyle sesleniyordu Batıtrakyalılara Baskın Oran: “…Hep söylediğim bir şeyi Batıtrakyalı kardeşlerime, bir daha bir daha söylemek istiyorum: Eğer vatanlarında yani Yunanistan’da rahat etmek istiyorlarsa, anavatanlarında yani Türkiye’de yaşayan azınlıkların rahatı için dua etsinler. Sanırım, lakoniktir, ama çok iyi anlaşılmıştır. Bunu söylüyorum, çünkü Batı Trakya’da bazı kişiler bunu tam tersinden anladıklarını gösterecek şeyler yapabiliyorlar.»
Baskın Oran’ın mesajı çok açıktı ve Oran’ın gösterdiği doğrultuda hareket eden Batıtrakyalıların olduğu da bir gerçek. Fakat ne yazık ki, bunu hâlâ anlamamış, hatta tersine hareket etmeyi marifet sayanlar da var aramızda.
Azınlıkların diyaspora temsilcileri genelde dışarıda yaşamanın verdiği kontrolsüz haz nedeniyle olsa gerek daha bir agresif oluyorlar. Hamasi milliyetçilik taslayan diyaspora temsilcileri hiç kuşkusuz İstanbul Rumlarının ve Ermenilerinin de bir sorunu. Çünkü sadece içeride yaşayanları sıkıntıya sokmakla kalmıyor bu hamasi diyaspora yetkilileri; ırk/din bazında duydukları intikam hissi yüzünden azınlıkların çoğunluk tarafından itici algılanmasına, dışlanmasına ve yok olmasına ön ayak oluyorlar. Daha ılıman, daha bilge, daha aydın azınlık diyasporası temsilcileri hiç mi yok? Elbette var ama onların bunlar arasında sesi çıkamıyor. Burada konumuz ilkel milliyetçilik yapan diyaspora temsilcileri. Bir yandan kendi kendilerini tatmine, bir yandan da çeşitli menfaatler sağlamaya çalışan diyaspora temsilcileri.
Türkiye’de yaşayan Batı Trakya Türk diyasporasının kurduğu Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’ne bir dönem başkanlık etmiş Tahsin Salihoğlu işte bu hamasi milliyetçi diyaspora temsilcilerinden biri. Batı Trakya’da yaşayan Türkler adına bu tür milliyetçiliğin gem almaz refleksiyle hareket eden Salihoğlu, Ağustos ayında iki haberle gündeme oturdu:
1’inci Haber: “Ekümenlik’ iddiasının Yargıtay’dan dönmesine rağmen Fener Rum Patriği Bartholomeos’un ekümen gibi davranmaya devam ettiğini ve İstanbul’u Konstantinapolis olarak adlandırdığını öne sürerek Fatih Adliyesi’ne suç duyurusunda bulundu.
Ekümenlik, Yargıtay’ın yetkisine katiyen girmeyen bir konu. Oysa Salihoğlu ‘bununla yetinmeyip’ Türkiye’de Rumca yayınlanan günlük Apoyevmatini Gazetesi hakkında da Patrikhane haberlerini "Ekümenik Patrikhane" amblemi altında yayınladığı için ikinci bir suç duyurusunda da bulundu.” (Hürriyet 14.08.2008)
“Muhbir Vatandaş” dedikleri bu olsa gerek.
2’nci Haber: “Eski Avcılar Belediyesi ve Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Tahsin Salihoğlu, Fener Rum Patriği Bartholomeos ve İstanbul Valiliği’ne noter tasdikli bir dilekçeyle başvurarak, 27-30 Ağustos tarihleri arasında Patrikhanede yapılacak altı yabancı üyeli Sen Sinod Meclisi’nin Lozan Antlaşması’na aykırı olduğunu öne sürdü ve engellenmesini talep etti.” (Hürriyet 26.08.2008)
Batıtrakyalı Tahsin Salihoğlu’nun cebir ve hatta şiddet yanlısı tutumunu biz 20 yıllık icraatlarıyla biliyoruz. Bu yüzden normal bir insanın havsalasına sığmayacak davranışları bizler için yeni değil; üstelik son da olmayacak. Fakat Batıtrakyalı soydaşın ilkel milliyetçilik açısından bile yorumlanmakta zorlanacağı bir tutarsızlığı var ki bunu belirtmeden ve tepkimizi koymadan geçmeyelim:
Bir Batı Trakya Türkü olarak Sayın Tahsin Salihoğlu, Türkiye devletinin menfaatlerini korumakla kendini vazifeli ilan ettiğine göre, İstanbul Rum Patrikhanesi yerine Türk Ortodoks Patrikhanesini hedef almalıdır. Çünkü şu anda devletin mahkemelerinde görülen davaya göre Türkiye’de seçimle gelmiş hükümeti ortadan kaldırmak ve halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek gibi suçları bünyesinde barındıranlar arasında Türk Ortodoks Patrikhanesi yetkilileri var, İstanbul Rum Patrikhanesi yetkilileri değil.
*
Bu arada Türkiye devleti Patrikhane’nin ekümenik sıfatını tanımadığı gibi Yunanistan devleti de Batı Trakya’daki Müslüman azınlığı Türk sıfatıyla tanımamakta. Fakat biz azınlık gazetelerimizde, dergilerimizde, derneklerimizin açıklamalarında ve televizyonlarda gayriresmi de olsa bas bas “Türk Azınlık” kelimesini kullanmaktayız.
Şimdi bir başka ilkel milliyetçi de tutar Tahsin Salihoğlu’na misilleme olarak Yunanistan’da bizim hakkımızda savcılığa suç duyurusunda bulunursa, buna ilk tepki verecek olanların İstanbul Rumları olmasını istediğimi belirteyim. Çünkü Sayın Baskın Oran’ın dediği gibi, eğer vatanlarında yani Türkiye’de rahat etmek istiyorlarsa, anavatanlarında yani Yunanistan’da yaşayan biz Batıtrakyalıların rahatı için dua etsinler. Sanırım lakoniktir ama bu mantık çok iyi anlaşılmıştır.
Diyaspora ne derse desin içte ve gerçekte biz bu değiliz, olmamalıyız
Etiketler: Agos
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder