Zeki Kuneralp ve "İkili Rapor"


AZINLIKÇA 51
Ekim 2009

Zeki Kuneralp ve "İkili Rapor"

Evren Dede

İbram Onsunoğlu, Zeki Kuneralp ve Dimitrios Biçios’un birlikte hazırladıkları “İkili Rapor” konusunu geçen sayımızda Biçios’un anılarını aktardığı “Sınırların Ötesinden 1974-1977” adlı kitabı münasebetiyle gündeme getirdi.

Onsunoğlu, genel olarak Biçios’un kitabı ve özellikle de “İkili Rapor” hakkında anlatılanlarla ilgili olarak izlenimlerini “Azınlıkça” okuruyla paylaştı. Biçios’un kitabını okumadığım için Onsunoğlu’nun kitap hakkındaki izlenimlerinden çok istifade ettim tabiî. Hazır yeri gelmişken kendisine teşekkür ederim.

*
Onsunoğlu, hazırlandığı yıl (1959’da) iki ülkenin dışişleri arşivlerindeki tozlu raflara kaldırılan ve uygulanmayan “İkili Rapor” ile ilgili olarak yazısında, “…Söz konusu raporu okumuş değilim. Zeki Kuneralp’ın iki diplomattan biri olarak azınlıklarla ilgili bu görüşmeler ve hazırlanan rapor konusunda yayımlanmış anılarını da okumadım. Oysa bütünsel bir bilgi edinmek ve yorum yapabilmek için bunlar gerekli.” deyince, hoşuma gitti açıkçası. Azınlık konularında ilk defa Onsunoğlu’nun okumadığı ve dolayısıyla bilmediği, fakat benim okuduğum ve dolayısıyla da gururlanarak kendimi gösterebileceğim bir fırsat karşıma çıktı. Bu fırsatı hiç kaçırır mıyım!.. Derhal kendi zengin arşivimde yer alan bu “İkili Rapor”u Batı Trakya ahalisine bir faydam dokunsun maksadıyla halkın hizmetine açma kararı verdim!.. (Dergide bahsekonu “İkili Rapor” sayfa 27’dedir)

Şaka bir yana, akademisyeninlerin gayet iyi bildiği şu “İkili Raporu” Azınlıkça’nın bu sayısında yayımlıyoruz. Türkçe metni Zeki Kuneralp Beyefendinin “Sadece Diplomat. Anılar-Belgeler” adlı kitabından aldım.

*
Bu vesileyle Zeki Kuneralp Beyefendiyi de saygıyla anmış olalım. Ruhu şad olsun.




Batı Trakya’da 150’likler -VI

AZINLIKÇA 51
Ekim 2009

Batı Trakya’da 150’likler -VI

Evren Dede

3. Esbak İstanbul Polis Müdüriyeti 1. Kısım Başmemuru Hafız Sait (88)
150’likler listesinde 88’inci sırada yer alır. Türkiye’den ayrıldıktan sonra Kavala’ya yerleşmiştir.1

Batı Trakya’ya gelen 150’likler tam liste2:
1. Sabık Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi (9)
2. Gümülcineli İsmail Hakkı (25)
3. Bursa vali vekili esbakı Aziz Nuri (40)
4. Eskişehirli Sefer Hoca (76)
5. Polis başmemurlarından Namık Bey (90)
6. Şişli komiseri Nedim Bey (91)
7. İbrahim Sabri (Mustafa Sabri Efendinin oğlu) (113)
8. Süngülü Çerkez Davut (117)
9. Tuzakçı Yusuf Ali Remzi (122)
10. Keçelerli Topal Ömeroğlu İdris (135)
11. Keçelerli Abdüllaloğlu Deli Kasım3 (146)
12. Kuvay-ı İnzibatiye mensubu Çopur İsmail Hakkı (24)
13. İzmir kadı müşavir-i sabıkı Ahmet Asım4 (42)
14. Gönen’in Muratlar karyesinden Koç Ahmetoğlu Koç Ali5 (125)
15. Kirmastı’nın Karaorman karyesinden Harun-el Reşit6 (75)

Azınlıkça’da 150’likler yazı dizisi yayımlanmaya başladığında, BT’ye gelen 150’liklerden ikisi hakkında açıkçası emin değildim. Şimdi eminim ve araştırmaya daha sonra eklenen pekçok bölüm içerisinden sadece bahsekonu kısmı, hiç değilse BT kısmı tam olsun düşüncesiyle, Azınlıkça’ya da eklemeyi uygun buluyorum. Aşağıda bu iki kişi ile ilgili bilgileri sunuyoruz.

14. Gönen’in Muratlar karyesinden Koç Ahmetoğlu Koç Ali (125)
Koç Ahmetoğlu Koç Ali, 150’likler listesinde 125’inci sırada yer alır. Batı Trakya’ya gelen 150’likler arasındadır. Batı Trakya’da vefatına kadar kayda değer bir vakası olmamış ve kayıtlarda herhangi bir faaliyeti belirtilmemiştir. Koç Ali İskeçe’ye yerleşmiş ve İskeçe’de vefat etmiştir.7

15. Kirmastı’nın Karaorman karyesinden Harun-el Reşid (75)
150’likler listesinde 75’inci sırada yer alan Harun El-Reşid, Türkiye’den ayrılır ayrılmaz Batı Trakya’ya geldi. İskeçe’ye bağlı Yassıören (Oraio) köyüne yerleşti. Harun El-Reşit’in 12 Şubat 1929 tarihinde vefat ettiği ve cenazesinin Yassıören (Oraio) mezarlığına gömüldüğü belirtilmektedir.8

Yunanistan’a gelen diğer 150’likler
Simeon A. Soltaridis, “Batı Trakya’daki müftülüklerin tarihi” adlı kitabında Yunanistan’a sürgün edilen 150’liklerin toplam 14 kişi olduğundan bahsetmektedir.9 Simeon A. Soltaridis’in isimlerini vermeden sadece rakam olarak 14 kişinin Yunanistan’a geldiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını vurgulamak gerekir. Çünkü kayıtlarda 150’likler listesinde olan daha pek çok kişinin sürgün yıllarının bir dönemini veya ömürlerinin tamamını Yunanistan’da geçirdiği görülmektedir.. Ayrıca, 150’liklerle birlikte Çerkezlerden de yaklaşık 9.000 kişinin10 Yunanistan’a geldiği tahmin edilmektedir. Daha önce de belirttiğim gibi, doğruluğu kesin olmamakla birlikte, kimi kaynaklarda 150’liklerden Yunanistan’a gelenler arasından birkaçının din değiştirdiğinden bahsedilmektedir.


Şu ana kadar Yunanistan’a gelen 150’liklerden BT’ye yerleşenleri öğrendik. Şimdi isterseniz, Yunanistan’ın diğer bölgelerine yerleşen 150’likler kimlermiş, bir de onu görelim.


1. Kuvayı İnzibatiye Mitralyöz Kumandanı ve Damat Ferit’in Yaveri Tarık Mümtaz (Göztepe) (21)
150’likler listesinde 21’inci sırada yer alan Tarık Mümtaz, Çerkez kökenlidir. 1893 yılında İstanbul’da doğdu.11 Kuleli Askeri Lisesi’ni ve Kara Harp Okulu’nu bitirdi. Topçu subayı olarak orduya katıldı. Dokuz Harbiye Nazırı’na yaverlik yaptı. Aftan sonra Türkiye’ye döndü.

Çıkardığı “Ümid” (1919-1921) dergisinde Mustafa Kemal’in liderliğindeki mücadele aleyhine yazdığı makaleler nedeniyle ve Kuvayi İnzibatiye güçlerinde görev yapması yüzünden 150’likler listesine sokuldu.

Cemal Kutay 150’likler listesi Ankara’da tespit edilirken Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) gizli oturumlarda 600 kişilik ilk listeden elenerek ancak 149 kişinin ortak kararla tespit edilebildiğini, ancak 150’nci kişinin kim olacağı konusunda mutabakat sağlanamadığından söz eder ve Mahzar Müfit Beyin “Saraya gittiğimizde afralı tafralı bir yaver vardı, kasılır dururdu; bize tepeden bakardı, Ankara aleyhine yazılar yazardı…” deyince Tarık Mümtaz’ın listeye son kişi olarak dahil edildiğini belirtmektedir.12

Emin Karaca, Tarık Mümtaz’ın sürgün dönemini Yunanistan’da geçirdiğini yazmaktadır.13 Bu yüzden “Yunanistan’a gelen diğer 150’likler” listesine, Karaca’nın bir bildiği vardır mülahazasıyla, Tarık Mümtaz’ı ekledim.

Fakat yine de başka kaynaklardan Tarık Mümtaz’ın Yunanistan’a gelip gelmediği hakkında bilgi edinmek gerekir diye düşünüyorum.

“Kafkas Diasporasında Edebiyatçılar ve Yazarlar Sözlüğü” Tarık Mümtaz ile ilgili olarak, sürgün yıllarını Bulgaristan’da ve Suriye’de geçirdi, diye yazmaktadır.14
Esasında Tarık Mümtaz’ın Bulgaristan’a giderek, Eskicuma’da Rumeli gazetesini (1924-25) çıkardığı, orada Aşık Garip, Muhacir Baba, Başyazıcı gibi takma adlarla yazılar yayınladığı ve yine o dönemde İstanbul’da çıkan Tanin ve Tevhid-i Efkar gazetelerinde “Ali Topciev” takma adıyla, “Bulgaristan Mektupları”nı yayınladığı belirtilmektedir.

Ayrıca 150’likler listesinde olmasından dolayı Türkiye’den sınırdışı edildiği dönemde zaman zaman Sultan Vahideddin’in yanına San Remo’ya gidip gelmiştir. Vahideddin’in vefatı sonrası cenazesini haczetmek isteyen alacaklılardan Sultanın naaşını kaçıranlar arasında yer aldığından bahsedilir.

Büyük ihtimalle Tarık Mümtaz Bulgaristan’dan henüz Türkiye’ye katılmamış olan Hatay’a gitmiştir. Daha sonra Suriye’ye giderek Şam’da “Musavver Sahra Mecmuası”nı, Kuneytra’da Fransızca-Arapça-Türkçe olarak yayınlanan “Marg” gazetesini (1928-31), Antakya’da “Hacivat Karagöz”ü (1933), İskenderun’da “Ayyıldız” (1939) gazetesini çıkarmıştır.15

Emin Karaca “150’likler” adlı eserinde Tarık Mümtaz’ın sürgün dönemini Yunanistan’da geçirdiğini yazmasına rağmen bu konuda bir kaynak belirtmiyor. Yunan kaynaklarında da Tarık Mümtaz’ın Yunanistan’da yaşadığına dair bir kayıt yok. Emin Karaca dışında Türk kaynaklarında da Tarık Mümtaz’ın sürgün dönemini Yunanistan’da geçirdiğini belirten bir başka kaynak da yok. Mümtaz’ın sürgün dönemini nerede geçirdiğine dair çok çeşitli bilgiler verilmektedir. Mesela Yalçın Toker “150’liklerden Portreler” adlı eserinde Tarık Mümtaz’ın 16 Mayıs 1926 tarihinde Sultan Vahideddin’in vefatına kadar San Remo’da kaldığını yazmaktadır. Kamil Erdeha da “Yüzellilikler yahut Milli Mücadelenin Muhasebesi” adlı eserinde aynı bilgiyi vermektedir.

Doğru olanı Tarık Mümtaz’ın Yunanistan üzerinden Bulgaristan’a geçerek oraya yerleştiğidir. Tarık Mümtaz sıklıkla Sultan Vahideddin’in yanına, San Remo’ya gidip gelmiş, orada da eserler yazmıştır. Bulgaristan’dan San Remo’ya gidişleri sırasında Yunanistan üzerinden yolculuk yapmıştır, yoksa Yunanistan’a yerleşmemiştir.

Türkiye’ye döndüğünde basın şeref kartıyla ödüllendirilen Tarık Mümtaz Göztepe, Ankara’da 1977 yılında öldü.



2. Esbak Manisa Mutasarrıfı Giritli Hüsnü (30)

150’likler listesinde 30’uncu sırada yer alır. Hukuk öğrenimi gördü. İzmir Ceza İstinaf Mahkemesi reisiyken 1919 yılında Manisa Mutasarrıflığı’na atanmıştır. 24 Şubat 1920 tarihine kadar bu görevini sürdürdü.

İzmir’e Yunan ordusunun girmesi öncesi Manisa eşrafı ikiye ayrıldı. Küçük bir kesim savunma yapılması ve Yunan ordusunu Menemen boğazında karşılama yanlısıydı. Büyük çoğunluk ise askeri gücün azlığı dolayısıyla direnmeme kararını aldılar. Mutasarrıf Giritli Hüsnü bu görüşü savunanlar arasında yer aldı. Manisa’ya Yunan ordusu girdikten sonra 24 Şubat 1920 tarihine kadar Manisa’da görevine devam etti.16 Yunan ordusu çekilirken o da Yunanistan’a gitti ve Atina’ya yerleşti. Yunan vatandaşlığına geçti.17

Manisa Mutasarrıfı Giritli Hüsnü Atina’ya yerleştikten sonra Yunan Milli Bankası’nda 7.600 drahmi maaşla Türkiye-Yunanistan arasında gerçekleştirilen Zorunlu Nüfus Mübadelesi çerçevesindeki mübadele mallarını idare eden şubede hukuk müşaviri olarak çalışmıştır.18

Türkiye Emniyet arşivlerinde Atina’da yaşadığı müddetçe Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde herhangi bir çalışması olmadığı kaydedilen19 Esbak Manisa Mutasarrıfı Giritli Hüsnü, 150’likler hakkında çıkartılan aftan sonra geri dönmemiş ve Atina’da kalmıştır.

İstanbul’da ikamet eden Nüzhet adındaki kız kardeşine gönderdiği mektupta, “işler tamamıyla inkişaf edinceye kadar Atina’da kalmak niyetinde olduğunu” belirtir.20

Manisa Mutasarrıfı Giritli Hüsnü, 28 Şubat 1942’de, Atina’da, Sosyal Yardım Teşkilatı Hastanesi’nde vefat etmiştir. Vefatı öncesi Atina noterlerinden Stilianos Glikoforidis’e Yunan vatandaşı olarak düzenlettirdiği vasiyetnamesinde, 1936 yılında 130 bin drahmiye Atina’da satın aldığı evi ve Borçlar Sandığı’ndaki 400 bin drahmisini İzmir’de yaşayan tek oğlu Ahmet Kemal’e bırakmıştır.21

Devam edecek...


Dipnotlar:
1. EGM Arşivi, Dn: 12222-88, Bn: 2/F 6, BT: 6 Ağustos 1930
2. Aşağıdaki listede parantez içerisinde belirtilen numaralar 150’liklerin açıklandığı orjinal listedeki sıra numaralarıdır.
3. Listedeki ilk 11 kişi için kaynak: Yunanistan Dışişleri Arşivi, Α.Υ.Ε. 1931/Β/37/ΙΙ/.
4. 12 ve 13 numaraları isimler için kaynak: Yunanistan Dışişleri Arşivi, Α.Υ.Ε. 1928/Β/37.
5. Şaduman Halıcı, Yüzellilikler, yayımlanmamış yüksek lisans tezi, 1998, s. 242; Türkiye Emniyet Genel Müdürlüğü Arşivi, Dn: 12222-124, Bn: 2/C 8.
6. Ş. Haılıcı, a.g.e., s.199; Türkiye Emniyet Genel Müdürlüğü Arşivi, Dn: 12222-75, Bn: F 14, Bt: 16 Mart 1929.
7. Türkiye EGM Arşivi, Dn: 12222-125no, Bn: B5
8. Ş. Halıcı, a.g.e., s. 199
9. Simeon A. Soltaridis, Batı Trakya Müftülüklerinin Tarihi, Livani ABE, Atina, 1997, s.201
10. Κωνσταντίνος Τσιτσελίκης, Η Μουφτεία Κιρκασίων Θεσσαλονίκης: Μιαν άγνωστη ιστορία, Aζινλίκτσα 44, Φεβρουάριος 2009
11. Yalçın Toker, 150’liklerden Portreler, Toker yayınları, 2006, İstanbul, s120
12. Emin Karaca, 2004, age, s.63
13. E. Karaca, age, s.64
14. Sefer E. Berzeg, Kafkas diasporası’nda edebiyatçılar ve yazarlar sözlüğü, Nart yayıncılık, 1995
15. http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=1383
16. Kamil Erdeha, 150’likler yahut Milli Mücadele’nin Muhasebesi, Tekin Yayınevi, 1998, s.188
17. E. Karaca, age, s.66
18. Ş. Halıcı, age, s. 114; Türkiye Emniyet Genel Müdürlüğü Arşivi, Dn: 12222-30, Bn: B 14.
19. EGM Arşivi, Dn: 12222-30, Bn: C 5, Bt: 19,9,1933
20. Ş. Halıcı, age, s. 115
21. Ş. Halıcı, age, s. 115; EGM Arşivi, Dn: 12222-30, Bn: A 8, Bt: 6.3.1943

Early elections in Greece


AGOS
02.10.2009

Evren Dede

Greek voters will cast their ballots on Sunday, October 4th, in line with Prime Minister Kostas Karamanlis’ decision to hold early elections.

The decision to hold early elections came as no suprise. In the past year, the possibility of early elections was described and analyzed in Greek media and the general sentiment was “Let’s get this over with.”

Due to the current coalition based on the dual government of New Democracy (Nea Dimokratia – ND) and the Greek Socialist Party (Panheladiko Sosyalistiko Komma – PASOK), PASOK is expected to win the election rather than ND. Recent poll results show that a significant percentage already see the PASOK Leader Yorgos Papandreus as prime minister.

The nationwide turn towards PASOK can also be seen in Western Thrace. In all elections to date, socialist PASOK has been dominant everywhere in Western Thrace except the Evros (Meric) province. Even in the 2007 election when a nationwide majority voted for ND, PASOK came in first in the provinces of Rodophe (Rodop) and Xanthi (Iskece).

*

The two members of parliament elected to the Greek Parliament by the Turkish minority in 2007, Ahmet Haciosman from Rodophe province and Cetin Mandaci from Iskece province, were both from the PASOK roster. The ND candidate in Rodophe, Ilhan Ahmet, had won 14,172 votes, losing by a whisker.

A similar situation exists this year. Most likely, Ahmet Haciosman and Cetin Mandaci will be re-elected as MPs in the October 4 election and represent the minority population in the Greek Parliament.

One thing is clear about this region: the party that gets the most votes from the minority population becomes the leading party in both Rodophe and Xanthi. This means that getting the minority vote is of crucial importance for all parties, resulting in a serious struggle in the region. Another scenario is the possibility of three minority MPs getting elected, which seems conceivable considering the propotion of the minority electorate in Western Thrace. Nonetheless I don’t find this too likely given that the minority votes are split between different candidates.

Although I have predicted here that the two minority MPs who won the last election are likely to win in the this one as well, let’s have a quick look at the other minority candidates.

A total of 14 minority candidates from Western Thrace will take part in the election. ND’s candidate list for Rodophe includes former MP Ilhan Ahmet, who ran in the previous election, and Ahmet Amet Idris, a businessmen. PASOK’s list for the same province includes incumbent Ahmet Haciosman, and Rıdvan Kocamumin, assistant governor for the Rodophe-Xanthi Enlarged Provinces, who ran in the previous election. The list of the Radical Left Coalition (Siriza) includes former MP Dr. Mustafa Mustafa as well as economist Celalettin Yurtcu. Running under the Greek Communist Party (KKE) banner is businessman Faik Faik. On PASOK’s list of candidates in Xanthi are incumbent Dr. Cetin Mandaci and psychologist Seval Osmanoglu. The Xanthi candidates representing ND are Aysel Zeybek, who was denaturalized along with her family in 1984 but had her citizenship reinstated after taking her case to the European Court of Human Rights, and contractor Ahmet Bodur. SIRIZA’s Xanthi province candidates are Hasan Malkoc, president of the Xanthi Municipality’s Equality List, and pharmacist Huseyin Zeybek. KKE’s Xanthi list features contractor Hasan Efendi as a candidate.


Yunanistan'da erken genel seçim

AGOS

02/10/2009
Sayi:705

Yunanistan’da erken genel seçim

Yunanistan’da seçmen, Başbakan Kostas Karamanlis’in aniden aldığı erken genel seçim kararı doğrultusunda, 4 Ekim Pazar günü sandığa gidiyor.

Aslında Başbakan’ın erken seçim kararı sürpriz değildi. Basında son bir yıldır olası erken genel seçim senaryoları o kadar çok yazıldı ve yorumlandı ki, artık herkes “Şu erken genel seçim olsa da kurtulsak” demeye başlamıştı.

Nea Dimokratia (Yeni Demokrasi - ND) ve Panheladiko Sosyalistiko Komma’nın (Yunanistan Sosyalist Partisi - PASOK) egemenliğine dayalı iki partili siyaset yapısı yüzünden, bu sefer büyük bir ihtimalle, iktidardaki ND yerine PASOK ipi göğüsleyecek. Anket sonuçlarına göre, PASOK Genel Başkanı Yorgo Papandreu’yu şimdiden başbakan olarak görenlerin oranının azımsanamayacak ölçüde olduğunu da ayrıca belirtelim.

Ülke geneline yansıyan PASOK’a yöneliş, elbette, Batı Trakya için de geçerli. Zaten bugüne kadar yapılan seçimlerin ezici bir çoğunluğunda, Meriç (Evros) ilini saymazsak, hep sosyalist PASOK’un Batı Trakya’da baskın geldiği görülebilir. Ülke geneli ND’nin çoğunluğu yakaladığı 2007 seçimlerinde bile Rodop (Rodophe) ve İskeçe (Xanthi) illerinde PASOK birinci sıraya yerleşmişti.

*

2007 seçimlerinde, Türk azınlığın Yunan Parlamentosu’na gönderdiği, biri Rodop ilinden Ahmet Hacıosman, diğeri İskeçe ilinden Çetin Mandacı olmak üzere iki milletvekili de PASOK partisinden seçildi. ND’den aday olan İlhan Ahmet ise 14.172 oy almasına rağmen çok az bir fark yüzünden Rodop ili milletvekilliğini kaçırmıştı.

Bu sene de benzer bir durum söz konusu. Büyük ihtimalle, 4 Ekim’de yapılacak olan seçimlerde Ahmet Hacıosman ve Çetin Mandacı tekrar milletvekili seçilecek ve Yunan Parlamentosu’nda azınlığı temsil edecekler.

Bölge açısından rahatlıkla söylenebilecek bir şey var. O da, azınlık oylarından en çoğunu alan partinin, hem İskeçe ilinde, hem de Rodop ilinde birinci olduğudur. Dolayısıyla, bütün partiler için azınlığın oyunu alabilmek çok önemli. Ve bu yüzden, bölge ciddi bir mücadeleye sahne oluyor. Tabii, bu arada, azınlıktan üç milletvekilinin seçilebilmesi ihtimali üzerinde de duruluyor. Çünkü azınlığın Batı Trakya’daki seçmen oranı dikkate alındığında bu ihtimal mümkün gözüküyor. Fakat ben yine de azınlık oylarının farklı adaylara dağılmasından dolayı, bunun gerçekleşebileceğini pek düşünmüyorum.

Ben şimdi geçen seçimleri kazanan iki azınlık milletvekilinin, bu seçimleri de tekrar kazanacaklarını sizlere söylemiş olsam da, azınlıktan başka kimler aday olmuş, hangi partiden ve hangi ilden aday olmuş, gelin, kısaca bir göz atalım.

Batı Trakya’dan toplam 14 azınlık adayı seçimlere katılıyor. ND’nin Rodop ili seçim listesinde, önceki seçimlerde de aday olan eski milletvekili avukat İlhan Ahmet ve işadamı Ahmet Amet İdriz yer alıyor. PASOK’un Rodop ili seçim listesinde ise, daha önceki seçimde milletvekili seçilen Ahmet Hacıosman tekrar aday olurken, ikinci isim olarak da, yine önceki seçimlerde adaylığını koyan Rodop-Evros Genişletilmiş İller Vali Yardımcısı avukat Rıdvan Kocamümin yer alıyor. Radikal Sol Koalisyonu’nun (SİRİZA) seçim listesinde, eski milletvekili Dr. Mustafa Mustafa ile, ikinci isim olarak iktisatçı Celalettin Yurtçu yer alıyor. Yunanistan Komünist Partisi’nin (KKE) adayı ise, işadamı Faik Faik. PASOK’un İskeçe ili için açıklanan seçim listesinde, daha önceki seçimde milletvekili seçilen Dr. Çetin Mandacı yeniden aday olurken, aynı listede ikinci isim olarak psikolog Seval Osmanoğlu yer alıyor. ND’nin İskeçe’den adayları, 1984 yılında ailesiyle birlikte vatandaşlıktan çıkarılan ve sürdürdüğü hukuk mücadelesinin ardından AİHM kararıyla 2001 yılında tekrar Yunan vatandaşlığına alınan Aysel Zeybek, ve inşaatçı Ahmet Bodur. SİRİZA’nın İskeçe’den listesine kattığı iki azınlık adayıysa, İskeçe Belediyesi Eşitlik Listesi Başkanı Hasan Malkoç ve eczacı Hüseyin Zeybek. KKE’nin İskeçe listesindeyse, inşaatçı Hasan Efendi aday olarak yer alıyor.

Her ikisi de barbarlık


AGOS

Sayi: 704
21/09/2009

Her ikisi de barbarlık

Evren Dede

Okuyacağınız bu makale, iki ayrı ülkede mütekabiliyet çerçevesinde bırakılmış, farklı dine mensup iki azınlığın aynı gün uğradıkları bir barbarlığı konu edinmektedir.

*

Batı Trakya’da, Müslümanlarla Hıristiyanların bir arada yaşadığı, İskeçe’ye (Xanthi) bağlı Okçular (Toxotes) adında bir köy var. Köydeki Müslümanların çoğu ya Türkiye’ye göç etmişler, ya da İskeçe merkeze taşınmışlar. Bugün Okçular köyünde altı Müslüman aile yaşıyor. Köyde tarihi bir camileri var, sadece cuma namazında ve bir de Ramazan ayında, teravihlerde açılan.

Okçular Camii, bildiğiniz köy camilerinden işte; öyle mimari bir özelliği falan yok. Buna rağmen asırlık, şirin, ufak, tatlı bir şey.

Gel gelelim, caminin başı bir türlü beladan kurtulmuyor. Bugüne kadar üç defa kundaklandı. İlk iki kundaklamada büyük ölçüde hasar gördü. En kötüsü 7 Mart 2007’de olanıydı. Kimliği belirsiz şahıslar tarafından kundaklanan cami tamamen yandı. Ardından yeniden tamir edildi, eski haline kavuştu. Hatta daha güzel, daha sevimli, daha pırıl pırıl oldu.

Okçular Camii, 2 Eylül Çarşamba gecesi tekrar kundaklandı. Bu sefer de kimliği belirsiz ve bir türlü bulunamayan şahıslar (!) caminin mezarlık tarafındaki pencereyi kırmışlar. İçeriye bidonla benzin dökmüşler ve camiyi ateşe vermişler. Ancak, içerideki oksijen bitince alevler kendiliğinden sönüvermiş.

Tamamen yanmış penceresini, is içerisinde kalan duvarlarını, kullanılamayacak hale gelen halılarını, ahşap bölümlerini ve avizelerini hesaba katmazsak, 2004’teki kundaklamaya oranla cami ucuz kurtuldu diyebiliriz.

Camide, yakın bir tarihte tekrar tamirat başlatılacak. Hatta siz bu yazıyı okurken başlamış bile olabilir…

*

İstanbul Rumlarının, Zeytinburnu’nda, Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’na bağlı, şirin bir mezarlığı var. Adı Balıklı Zoodohou Piğis Rum Ortodoks Mezarlığı. Rumlar ona kısaca ‘Balıklı Mezarlığı’ diyorlar.

Vakfa bağlı huzurevinde hayatlarının son demlerini yaşayan İstanbul Rumlarının pek çoğu vefat ettiklerinde işte bu pırıl pırıl, tertemiz mezarlığa gömülüyorlar. Balıklı Mezarlığı, ne olursa olsun İstanbul’da kalmış, çeşitli sıkıntılara göğüs germiş, kim bilir belki de 6-7 Eylül olaylarını yaşamış onlarca İstanbul Rumu’nun son istirahat yeri.

Balıklı Mezarlığı daha önce de saldırılara uğradı. Çeşitli zamanlarda kimliği belirsiz kişiler mezarlığa girip mezartaşlarını kırdılar. Her seferinde, kırılan mezartaşları yeniden yaptırıldı.

Balıklı Mezarlığı, 2 Eylül Çarşamba gecesi yine tahrip edildi. Bu sefer de kimliği belirsiz ve bir türlü bulunamayan şahıslar (!) duvardan atlayıp mezarlığa girmişler, mezartaşlarını kırmışlar. Fakat bu sefer kırılan mezartaşları, tahrip edilen mezar sayısı, eski saldırılara oranla çok daha fazla. Toplam 99 mezar tahrip edilmiş, mezartaşları parçalanmış. Yakın bir zamanda, mezarlıkta tamirat başlatılacak. Hatta siz bu yazıyı okurken başlamış bile olabilir…

*

Aynı tarihte, biri İstanbul’da, biri de Batı Trakya’da, azınlıklara karşı şiddet içeren eylemlerde bulunulması, sizce basit bir tesadüf olabilir mi? Ne olursa olsun, her ikisi de barbarlık, her ikisi de vandallık…


Free Blogspot Templates by Isnaini Dot Com and Supercar Pictures. Powered by Blogger