azınlıkça
ND hükümetiyle, bir seneyi geride bıraktık. Seçim öncesi Gümülcine’ye gelen ve partisinin azınlık politikasını açıklayan Başbakan, bu sayede yıllarca Pasok egemenliğinde kalan Trakya bölgesinin azınlık oylarını, kendi partisine yönlendirmişti.
Karamanlis’in azınlık politikası, hakikate uygunluğu ve Azınlığın varlığını önemsemesi yüzünden hepimizi heyecanlandırmıştı. Azınlık için ND, Azınlığı daha güzel bir istikbâle götürecek kervandı ve Çoğunlukla beraber Azınlık ta bu kervana katıldı.
Azınlık politikaları, genelde Yunanistan Türkiye ilişkileri ile eşit oranda ilerler veya geriler. Geçen bir seneye bakınca, Karamanlis hükümetinin, Türkiye hükümeti ile ilişkileri eski dönemlerden çok daha fazla sıkı fıkı. Bu sıcak ilişkiler, sadece resmi görüşmelerle de sınırlı değil. İlişkiler, Başbakanımızın, Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın kızının nikâh şahidi olabileceği kadar sıcak, içten ve samimi.
Papandreu-Cem ikilsinin çıt kırıldım ilişkilerine oranla, Karamanlis-Erdoğan ikilisi, her iki ülkenin vatandaşlarına çok daha fazla güven telkin ediyor bu doğru. Karamanlis’in hafif Kasımpaşalı kokan tavırları ile Erdoğan’ın Kasımpaşalı tavırları arasındaki benzerliği görenler, diğer ülkenin liderini kendilerine yakın görebiliyorlar, bu da doğru.
Bu hislerle olsa gerek, Selanik’te yayımlanan bir gazete, bir ara Erdoğan’ın lâz olmasını, “O da bizden” diyerek “ifşâ” etmişti. Aynı ay içerisinde, Türkiye’de de, Karamanlis’in, Karaman’daki “eski evine” bile gitmişti Türk basınının bir kısmı. Diğer ülkenin liderine karşı yapılan bütün bu “bizim adam” yakıştırmaları, gerçekte çok ama çok uzun zamandır bir ilk.
Peki bizler için de aynı şey geçerli mi? Geçerli olsaydı, her halde bizler de Karamanlis için “O da bizden” diyebilir veya bizim buralardaki “eski evini”, azınlık basınında işleyebilir, Başbakanımız’la gurur duyabilirdik!
Oysa durum hiç te böyle değil. Karamanlis’in, Türkiye ile ilişkilerde, eskilere göre çok daha yapıcı bir çizgiyi tutturması, ister istemez kendisinden azınlık için de aynı yapıcı tutumun beklenmesine sebep oluyor. Sadece bu da değil. Seçim öncesi verilen sözler ve beyan edilen azınlık politikası, ister istemez Karamanlis’e karşı olan beklentilerin bu kadar fazla olmasının da ana nedenini oluşturuyor. Tabi N.D. milletvekili İlhan Ahmet’in de, azınlığın bu beklentilere girmesindeki payı çok büyük. Peki neydi Karamanlis’in Azınlığa vaatleri? İşte Karamanlis’in Azınlığa vaatlerinden bazıları:
Okulların altyapılarının geliştirilmesi ve eğitim araç-gereçlerinin modernleştirilmesi.
Öğretmenlerin eğitim kalitesinin yükseltilmesi
SÖPA’nın dört yıllık akademi düzeyine getirilmesi ve akademinin diğer yerli yabancı eğitim kurumlarıyla işbirliğine girmesi.
Temel Eğitimin 9 yıla çıkarılması.
Dini özgürlüğe ve diğer kişisel azınlık haklarına saygı.
Vakıfların korunması ve İslâm hukukuna ve Azınlık iradesine uygun şekilde yönetilmesi.
Azınlığın özel bir nüfus grubu olarak ekonomik açıdan A.B. programlarından desteklenmesi.
Tütün ve pamuk üreticilerine yapılan ekonımik desteğin devam etmesi.
İçme suyu ve yolu olmayan dağ köylerinin bu eksikliklerinin giderilmesi.
N.D. hükümet olalı bir sene geçince, oturup bir bakmak lâzım. Acaba bu vaatlerin kaçta kaça gerçekleştirildi?
Sonucu soruyorsanız pek iç açıcı değil. Azınlığın, gerçekten inanarak desteklediği Karamanlis ve kurmayları, bu konularda pek bir şey yapmamışlar gibi. Üstüne üstlük, Cunta döneminden kalma vakıf sorunu aynen devam ettirildi ve Azınlık dernekleri ile ilgili yıllardır sürüncemede duran davalar da azınlığın aleyhine neticelendi.
Peki bütün bu olumsuz tabloya karşı Azınlık ne istiyor dersiniz! En azından Başbakandan bir açıklama değil mi! İlhan zaten bizden biri ve söylediklerini uygulayacak gücü yok. Azınlığı rahatlatacak, N.D. hükümetinin Azınlık için ne yapmak istediğini seslendirebilecek ve uygulatacak tek yetkili Başbakan. Saygı duysam da desteklemediğim basınla özel mülâkat yapmama prensibi yüzünden, aklımıza takılan yüzlerce sorunun cevabını alamadığımız Başbakan, Azınlığı ND hakkında umutsuzluğa sürüklüyor. Başbakan demeçlerinde Azınlık adına iyi veya kötü hiçbir şey söylemediği için, bizim hakkımızda iyi niyetli olsa bile, bizim bundan haberimiz yok!
Oysa Başbakan, seçim öncesi Azınlıkla sürekli diyalog içerisinde olacağını beyan ettiğini unutmamalı. Muhalefet yapma sanatını 20 sene muhalefette kalarak ister istemez öğrenen ND, iktidar olunca verdiği sözleri bir kenara itmemeli, tarihe “akmayacaksın!” diyen PASOK ile aynı hataya düşmemeli.
Karamanlis’in azınlık politikası, hakikate uygunluğu ve Azınlığın varlığını önemsemesi yüzünden hepimizi heyecanlandırmıştı. Azınlık için ND, Azınlığı daha güzel bir istikbâle götürecek kervandı ve Çoğunlukla beraber Azınlık ta bu kervana katıldı.
Azınlık politikaları, genelde Yunanistan Türkiye ilişkileri ile eşit oranda ilerler veya geriler. Geçen bir seneye bakınca, Karamanlis hükümetinin, Türkiye hükümeti ile ilişkileri eski dönemlerden çok daha fazla sıkı fıkı. Bu sıcak ilişkiler, sadece resmi görüşmelerle de sınırlı değil. İlişkiler, Başbakanımızın, Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın kızının nikâh şahidi olabileceği kadar sıcak, içten ve samimi.
Papandreu-Cem ikilsinin çıt kırıldım ilişkilerine oranla, Karamanlis-Erdoğan ikilisi, her iki ülkenin vatandaşlarına çok daha fazla güven telkin ediyor bu doğru. Karamanlis’in hafif Kasımpaşalı kokan tavırları ile Erdoğan’ın Kasımpaşalı tavırları arasındaki benzerliği görenler, diğer ülkenin liderini kendilerine yakın görebiliyorlar, bu da doğru.
Bu hislerle olsa gerek, Selanik’te yayımlanan bir gazete, bir ara Erdoğan’ın lâz olmasını, “O da bizden” diyerek “ifşâ” etmişti. Aynı ay içerisinde, Türkiye’de de, Karamanlis’in, Karaman’daki “eski evine” bile gitmişti Türk basınının bir kısmı. Diğer ülkenin liderine karşı yapılan bütün bu “bizim adam” yakıştırmaları, gerçekte çok ama çok uzun zamandır bir ilk.
Peki bizler için de aynı şey geçerli mi? Geçerli olsaydı, her halde bizler de Karamanlis için “O da bizden” diyebilir veya bizim buralardaki “eski evini”, azınlık basınında işleyebilir, Başbakanımız’la gurur duyabilirdik!
Oysa durum hiç te böyle değil. Karamanlis’in, Türkiye ile ilişkilerde, eskilere göre çok daha yapıcı bir çizgiyi tutturması, ister istemez kendisinden azınlık için de aynı yapıcı tutumun beklenmesine sebep oluyor. Sadece bu da değil. Seçim öncesi verilen sözler ve beyan edilen azınlık politikası, ister istemez Karamanlis’e karşı olan beklentilerin bu kadar fazla olmasının da ana nedenini oluşturuyor. Tabi N.D. milletvekili İlhan Ahmet’in de, azınlığın bu beklentilere girmesindeki payı çok büyük. Peki neydi Karamanlis’in Azınlığa vaatleri? İşte Karamanlis’in Azınlığa vaatlerinden bazıları:
Okulların altyapılarının geliştirilmesi ve eğitim araç-gereçlerinin modernleştirilmesi.
Öğretmenlerin eğitim kalitesinin yükseltilmesi
SÖPA’nın dört yıllık akademi düzeyine getirilmesi ve akademinin diğer yerli yabancı eğitim kurumlarıyla işbirliğine girmesi.
Temel Eğitimin 9 yıla çıkarılması.
Dini özgürlüğe ve diğer kişisel azınlık haklarına saygı.
Vakıfların korunması ve İslâm hukukuna ve Azınlık iradesine uygun şekilde yönetilmesi.
Azınlığın özel bir nüfus grubu olarak ekonomik açıdan A.B. programlarından desteklenmesi.
Tütün ve pamuk üreticilerine yapılan ekonımik desteğin devam etmesi.
İçme suyu ve yolu olmayan dağ köylerinin bu eksikliklerinin giderilmesi.
N.D. hükümet olalı bir sene geçince, oturup bir bakmak lâzım. Acaba bu vaatlerin kaçta kaça gerçekleştirildi?
Sonucu soruyorsanız pek iç açıcı değil. Azınlığın, gerçekten inanarak desteklediği Karamanlis ve kurmayları, bu konularda pek bir şey yapmamışlar gibi. Üstüne üstlük, Cunta döneminden kalma vakıf sorunu aynen devam ettirildi ve Azınlık dernekleri ile ilgili yıllardır sürüncemede duran davalar da azınlığın aleyhine neticelendi.
Peki bütün bu olumsuz tabloya karşı Azınlık ne istiyor dersiniz! En azından Başbakandan bir açıklama değil mi! İlhan zaten bizden biri ve söylediklerini uygulayacak gücü yok. Azınlığı rahatlatacak, N.D. hükümetinin Azınlık için ne yapmak istediğini seslendirebilecek ve uygulatacak tek yetkili Başbakan. Saygı duysam da desteklemediğim basınla özel mülâkat yapmama prensibi yüzünden, aklımıza takılan yüzlerce sorunun cevabını alamadığımız Başbakan, Azınlığı ND hakkında umutsuzluğa sürüklüyor. Başbakan demeçlerinde Azınlık adına iyi veya kötü hiçbir şey söylemediği için, bizim hakkımızda iyi niyetli olsa bile, bizim bundan haberimiz yok!
Oysa Başbakan, seçim öncesi Azınlıkla sürekli diyalog içerisinde olacağını beyan ettiğini unutmamalı. Muhalefet yapma sanatını 20 sene muhalefette kalarak ister istemez öğrenen ND, iktidar olunca verdiği sözleri bir kenara itmemeli, tarihe “akmayacaksın!” diyen PASOK ile aynı hataya düşmemeli.
Azınlıkça
Mart Sayısı
0 yorum:
Yorum Gönder